Sunday, March 2, 2014

daldan dala...






daldan dala 1


 


Gün, çölde susuz kalmış bir ademin suyu bulma telaşı içinde kaygılı ve sonrasında suya kavuşmuş olmanın heyecanı ve rehaveti ile geçerken… daldan dala atladığım konular içinde arapsaçına dönmüş bir halde bıraktı beni.  Önce, bir hevesle aldığım ve her elimi uzattığımda rahatlıkla alıp okuyabileceğim mesafedeki ‘ başucumdaki kitapları’ ı nihayete erdirip, yerine yenilerinin konması gerektiğini düşündüğüm bir halet-i ruhiye içinde;  kimi tamamlanmış ama rafa kaldırılmamış, kimi yarım kalmış, kimi ise açılmadan kapanmış kitapları, son bir hamle ile okumaya girişerek… hararetli bir şekilde başladım güne.


Yazılarını ilgi ile okuduğum araştırmacı yazarın Çanakkale’den bindiği gemisiyle, dünyanın gizli kalmış pek çok kıyısına uğrayarak sürdürdüğü yolculuğuna’ eşlik ettim bir müddet. Yazar hiç anlatılmamış öyküleri fısıldayıp dururken kulağıma, yetmedi bir de ben araştırmalar kervanının içinde ‘internetin başında’ buluverdim kendimi. Yahu yazılanları okuyup geçsene sen! Ne oluyor sanki okuduğunla yetinmeyip de bir de sen araştırmalara kalkışırsın!.. daldıkça daldım, yetinmedim daha bir daldım!.. ta ki bir telefon sesi ile uyanana/uyarılana kadar!..

Telefonun uucundaki ses: nasılsın? neler yapıyorsun? Yanıt: x kitabını okuyorum, ama şimdi yazıdaki konuları araştırıyorum!!. .) yanıt gecikmiyor: araştırmanın araştırmasını mı yapmaya kalkıyorsun!.. ve birden bire kanatlarım yere düşüveriyor!.. sahi ben kitap okuyordum öyle değil mi!.. kızım ne oluyorsun!!! Oku geç işte!.. yok olmaz konuyu enine boyuna iyice araştıracağım.. kanaat getireceğim eğriliğine doğruluğuna..  eminim doğru olduğuna ama olsun varsın işte bir de ben araştıracağım… çünkü okuduğum kitapta, tarihi gerçekleri, tarihi olaylar ve kişiler üzerinden değerlendirilirken ne çok aykırı düşünceler, söylemler gezinmiş ortalıkta… ucu laikliğe, anti laikliğe, bağnazlığa, karalamalara kadar uzanmış!.. işin özü neredeyse kaybolmuş,  ama ben duymamışım! Şimdi araştırırken vakıf olduğum konu bu defa beni de sarıyor bir hayli… Ve anlıyorum ki gerçekten ne kadar yersiz bir çarpıtma!.. bu ne öfke ve kindir! En önemli delil bizzat fotoğraf karelerindeki belgelerdir..


Sonra yine kitapta öğrendiğim bir başka, bir başka, öteki, beriki konular derken.. bir dolu bilgi ile okumak serüvenimi abartmış bir halde sürdürüyorum… tf.nun ucundaki ses beni kendime getiriyor nihayetinde. Araştırma fazlalığım, tez hazırlama kıvamında bir boyuta taşındığından olsa gerek, bu uyarış ile keyifli yolculuğum kursağımda kalıyor birdenbire.. oysa yeni bilgilerin ışığında pır pır eden kanatlarım edindiğim ilave bilgilerle de buluşup güzel bir yazıya dönüşecekti… tf.daki söyleşinin içinde haklılık payı olan bir başka düşünce, okuduklarımı yazıya dökmekten alıkoydu beni.. şimdi hepsi içimde saklı kaldı! ne diyeyim, maşallah tavan arası da doluyor bu arada J Hepsini ateşe verip yakacağım günü, havaların soğumasını bekliyorum .)   


Kitaplar, sular seller gibi akarak, taşarak, beynimin labirentlerine dolaşarak can evimden vurup geçti beni.) sonra dergilere geldi sıra…


Mikro-evrenin en çarpıcı ikilemi ‘nesneler parçacık mı, dalga mı?’ teorilerinden bilimsel hususlara dalıp ... :)


Efsunlu Şehir; Şanlıurfa’da; İki kadim sütunun nöbet tuttuğu kale, Hz. İbrahim’in mağarası, Hz. İsa’nın mendili, mucizevi Balıklı  Göl, nice ömrün sığdığı taş konaklar, dostluk namelerinin duyulduğu sıra geceleri, Halil İbrahim Sofralarında tarih boyunca her inanca, her ziyaretçiye kucak açmış bir uygarlık kapısı içinde….  yolculuklara çıkıp...


Paralel evrenler tartışmalarına ve  İçimiz dışımız mikrop! diyen seslere  kulak verip... :)


Yeni gezegenlerde dolaştım bir müddet… biraz arkeoloji, biraz tarih sayfalarına dokundum…

‘İşgal altında 5 yıl’ geçiren İstanbul’un karanlık günlerine daldım sonrasında..

Of ki ne of.. okudukça daraldım iyice.



Hafifleyeceğime daha da ağırlaştım sanki! Bir de gündemde neler olup bitiyor düşüncesi içinde, tv.nin kumandasına dokundum!. Sen misin dokunan! son dakika ‘taksim de patlama’ haberi ile hepten dağıldım…


Oysa güneşli bir güne uyanmıştım ben!..


 


Niye diye diye...


 


 daldan dala 2


 


Görsel: buradan



No comments:

Post a Comment